Baharlar gitti ömrümden mahzun bırakıp
Sen de gitme, gönlüm senin, kal istediğin yerde
Zaten rüzgârlar yonttu alabildiğince acımasız
Sen de gitme, dayanamam bu defa
Bak yüreğim gül yaprağı narinliğinde
Hüznüm yapışmaya hazır
Tam ucunda bekliyor gözlerimin
Gidersen kaybolurum, vurulurum kaçıncı defa, kahrolurum
Kırarım aynalardaki bütün zamanları
Gitme, üzmeye hakkın yok ne beni ne hatırları
Kamburlaştı sırtım ayrılıkları taşımaktan
Beklemekten kaçtım da gözlerime seni yerleştirdim
Yoruldum inanmaktan bir tanem artık yoruldum
Masumiyetine acı sevdamın
Gitme, ben hep çok sevdiklerimden kovuldum
Hülyalarımın dudaklarına dokunuyor hatıralarım
Saçlarında dolaşırken mutluyum
Sen de gitme bir tanem, sen de gitme
Sarsıntılarımdasın, sakinliğimdesin
Hücrelerimdesin, her hücremde senle doluyum
Sen de gitme bir tanem, gönlüm senin kal istediğin yerde
Tahammülün son durağındayım artık
Gelen olmaz
Bulan olmaz
Bil ki gidersen eştiğin mezarımdayım artık
Eştiğin mezarımdayım'
Sen olsaydın yerimde...
Dayanamazdın bu göçe
Uçurumlar açılırdı yollarına,
Ellerin de güller kanar,
Alev alev yanardın
Titreyen bir ışık...
Gözlerin de kurşunlar
Kim görür? kim taşıyabilir?
Senin için bu yükü?
Bitsin dediğin yerde,
Ben bitmiyorum!
Sınır koymuyorum özlemine,
Boynumun borcu sevmek Seni
Çığlıklar atmak istiyorken,
Bir gün anlarsın...
Neden susmuşum ben.
Korka korka, usul usul,
Kaçıncı özürüm çocuk yüzüne?
Kaçıncı delirmem, Kahır oluşum?
Sen olsan bırakıp giderdin.
Terk ederdin buraları,
Her gün idama çekerdin,
Yok sattığım günahları mı.
Ben gitmiyorum, kaçmıyorum,
Nefret bile etmiyorum...
Meydan okuyorum, çaresizliğime,
Bittsin dediğin yerde...
Bitirmiyorum, direniyorum kaderime.
Dünya güzelim, Sen de gitme!
Bitirme, götürme güzelliği...
İstanbul gibiyiz hepimiz... Bazen puslu, zaman zaman guneşli Tam gogsumuzun ortasında bizi ikiye bolen bıcak yarası Bir yanımız dogu, bir yanımız batı Sonra kalabalıgız, yuzler var içimizde,kalabalıklar. Bir yuzümüz diğerine benzemiyor, bir sesimiz diğerine Oyle alışmısız ki boyle kalabalık yaşamaya Karsımızdaki her yuzu kendi yuzumuz sanmaya baslamısız Sesler oyle cok ki kendimizi bile duymuyoruz artık Duymadıgımız için konusmuyoruz da. İstanbul gibiyiz baharımız yok, baharımız olmayınca umudumuz da yok Yazımız var ve kışımız. Ya yaz'ız ya kış... Oyle parlak, oyle ısık ki ısıga kosan gece kelebekleri gibiyiz. Tulden kanatlarımız yanmaya hazır En parlak ısıgın, en dogru yol oldugunu sanan Ama aslında kaybolmusuz nereye gidecegimizi ne yapacagımızı bilmiyoruz.
sen gittin ya, zindan oldu bütün mekanlar
sen gittin ya, kuş oldu içimi yakan derin yangınlar
Sen gittin ya, cehennem azabı gibi yaktı bastığım topraklar
gitme
gitme diyemedim, kal diyemedim
koşup peşince ardınsıra ağlayamadım
Gitme
sen gittin ya, düştü içime kor bir yangın
sen gittin ya, alevlendi her bir yanım
sen gittin ya, parçalara bölündü şu deli dolu sol yanım
Gitme
gitme ki yüreğim dağılmasın
gitme ki hasrete boğulmasın
Gitme
sen gittin ya, bomboş kaldı odalar
sen geldiğinde, umrumda mıydı sanki sıniılar
Gitme
Gidersen dogmaz bir daha güneşim
Solar orkidelerim, susar bülbüllerim
Sarar gözlerimi aci bir telaş
Anlami kalmaz sensiz birşeyin
Gitme desem canim
Kalir misin benimle,
Zaten bir sen varsin benimle
Gidersen kalirim kendimle
Gitme diyorum gitme canim
Kahretme sensizlikle,
Gidersen ne yildizlar kalir seyrimde
Ne de gökyüzü
Tuhaf tuhaf olur sabahlarim
Günah dolar akşamlarim
Gitme desem canim
Kalir misin benimle,
Topragin yagmura susayişi gibi
Susarim sana
Doyamam canim içsem de kana kana
Gitme diyorum; anlamiyor musun
Ne gece sabahsiz
Ne ölüm gözyaşsiz olur
Gitme, gitme
Yaşayamam sensizlikle