Sen bilmezsin,... sen görmezsin,... hissetmezsin de,... bekliyorum avuçlarımla bıraktığın yerde....... Bilmiyorum neydi beni çeken sende? ......Seni buldum bana baktığım her yerde..... Doğudan estin yelkenime.....Batıdan çıkıp gittin denizlerimden,.... yangınlar bırakarak yüreğime..... Bu muydu çeken beni,... bu muydu istediğin benden? ......Artık çek git,..... yeter çektiğim dameninden,.... bırak,....Beni.... bana .. geri ver.
Ben, bir ilmek gibiyim dervişin akıp giden,...... yıpranmış hırkasında. ....Bana ateşi yutmayı sen öğrettin,.... hasretin zakkum tadında...... Yıktın bütün istihkamlarımı gönül sarayımdan,..... tüm bezginliklerden sığındığım yazgımın hirasında,...... Şimdi yorgun bir çapulcu pişmanlığı,..... seninle karşılaştığım zaman kaldırımlarında..... Ya sen beni alıp götür belan gibi yanında,........ ya da sen git, bırak beni yanımda.
Benim, zambakların sığındığı ıssızlık....., benim ısırganda karınca zehri...... Hangi günah şerh edebilir ki beni? ....İmkansız bir deli...... Ondan da imkansız beklentileri...... Çölde unutmuş yolculuğunu,..... yalnız bir yürek işte hep bekleyiş... ve hiç gelmeyiş içinde. ..Bir gece indin de karanlığıma........
İçimdeki denizleri yürüdüm,.... tepeleri tırmandım,.. patikaları geçtim..... Güya senden kaçıyorum,.... bütün yollarım sana çıkıyor,.... yine karşımda buldum seni..... Korkuyorum içindeki kuyuya düşmekten..... uzatır mısın ki elini?...... Bir korkudan geçiyorum, ....bir bakıştan...... Korkuyorum içindeki ateşe kor olmaktan..... Korkuyorum zindanına tutsak olmaktan......... Azad eder misin ki beni?