Insan bu hayata gelmeyi kendisi tercih etmemistir yani kendisine sorulmamis ve bu hayata getirilmistir. Evet, bu dogrudur. O halde, insan ben bu hayata gelirken, sorulmadim benim fikrim alinmadi diyerek, hayatin icinde yasamis oldugu daha dogrusu yapmis oldugu olumsuzluklari gecistirmeye kalkmamalidir.
Zira bu hayata gelmeyi biz secmedik, secildik. Yasadigimiz hayatida seviyoruz ve cikmayida istemiyoruz. O halde insan kendi hayatina son vermeyi istemedigine ve bu hayati kendi istek ve arzusu dogrultusunda da secmedigine göre, hayatina son vermeyide tercih etmeyecektir. Bu insana „madem memnun degilsin o halde kendini öldür veya intihar et“ denildiginde bunuda arzu etmeyecektir.
Anliyoruzki bu hayata gelisimizi biz tesbit ve tayin etmedik. Bu hayattan cikisimizi da biz kendimiz tesbit ve tayin etme hakkina sahip degiliz. O zaman söyle bir soru akla geliyor. Madem bu hayati biz tercih etmedik, bu hayata biri tarafindan getirildik ve bu hayati terkimizde yine ayni sekilde olacaktir, o halde bu kimdir, bizi neden hayata getirmistir ve bizden ne istiyor sorusudur. Bu soruya verilecek olan yanit, hayatimizi ya farkli ve manali kilacaktir, ya da hayatimizin „bir kere ele gecen firsat“ olarak degerlendirilmesine sebeb olup, „kendim tercih etmedim o halde hayatimin icini kendi tercihlerimle yasarim“ diyerek gayesi belli olmayan bir yasama sevk edecektir…
selam ve hürmetlerimle...