65 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 27.01.12, 16:54 Nr.: 1 Antworten
 
bütünde kücülme, kücülürken büyüme...




Yalin aklimizla kainati süzgecten gecirmeye calistigimizda, varliklarin
muhatabi olmanin mümkün olmayacagi kararina variriz.

Aklimizla bir noktaya kadar cikar bunun ötesine "olaganüstü" veya
"akilüstü" diyerek uzanamayiz, daha dogrusu uzandirilmayiz.



Isi biraz deruni olarak incelemeye kalkistigimizda söyle harika bir tablo ile
karsilasmak mümkündür.



Kainat karsisinda bir "hic"mesabesinde olan insan, aslinda bu
"hic" denilen varlik icinde muhtesem bir kainati gizliyor. Kainat bütününde
kaybolan ve fakat yine bu bütün icinde var olan. Hem bütünde kücüldükce kücülen
ve yok! olan hem de bu bütünlükte kücülmesi ile büyüyen.



Nasil olmasin ki, su muazzam kainat icinde, bütününde bir hic iken, yine
muhtesem ve essiz yaratilisi ile kainatin bir nuvesi, özü olarak duruyor
karsimizda.



Insan kücük bir kainat, kainat kocaman bir insan.



Muhtesem varligi ve var edilisi ile kainat, kaim olabilmesi ve varligini devam
ettirebilmesi icin ay'a, günes'e yildizlara, daglara, taslara, okyanuslara muhtac
durumda. Biri gözü, digeri eli, bir digeri vücudu ve digerleri kainat bedeninin
azalari!



Bu misale kiyasla kainat bunlarsiz ayakta kalamayacagi gibi, insan da; azalari
olmadan ayakta kalamayacaktir ve bu kiyasda dahi birbirine yakinlik vardir ve
uzak gibi görünen ve iki farkli varlik olan bu mahluklarin birbirlerine ne
kadar yakin olduklarini görmek, müsahede etmek mümkündür.



Cok uzak gibi görünen fakat cok yakin olan mahluklar. Meseleyi biraz gayret ile
yakindan tefekkür etmeye kalkinca, kainata ve insana yakini anlamda nazar
edince, insanin ufku seyyah misali alemin derin sayfalarinda gezinir durur.





Dünyamizinda
icinde bulundugu Samanyolu galaksisi, icinde milyarlarca yildiz bulunan ve her
biri dünyamizdan kat be kat büyük olan mahluklarla dolu.



Yalin olarak düsündügümüz zaman, "bize ne onlardan" gibi bir cümle
sarf edebiliriz. Zira onlar bize cok uzaktir ve hayatimizla hic ilgisi yoktur.
Ancak meseleyi zincirleme olarak düsündügümüz zaman durumun hicte öyle
olmadigini müsahede ederiz.



Tarih icerisinde yasamis ve hayatini tamamlayarak yine tarih sayfalarinda yer
almis insanlar, bizlere mesafeler ötesinde kalirlar. Meseleyi ilmi olarak ele
aldigimizda bugün Ibn-i Sina'dan, Mevlana'dan, Imam-i Azam'dan,
Aksemseddin'den, Piri Reis'den ki bu ve buna benzer büyüklerimiz ilmi alanda
bizler icin vazgecilmesi mümkün olmayan ilmi bir Kulliyat devretmislerdir, o
halde bize ne bunlardan diyemeyiz.



Aslinda hergün okudugumz eserlerde onlarin nefeslerini almak mümkündür, ancak
bizler bilemiyor ve bunlari idrakten uzak oldugumuz icin meseleleri kavramaktan
maalesef aciz kaliyoruz.



Yildizlar, Ay, Günes ve giger gezegenler sebebsiz ve hikmetdiz
yaratilmamamislardir. Onlarinda bize mesafeler ötesinden sunmus olduklari ve
hayatimizin vazgecilmez parcalari olan nimetlerini bizlere sunmalari
sözkonusudur.



Ay, Günes olmadan hayat tasavvur edilebilir mi. Aklimizla henuz Ay ve günesin
ötesine gecemedik. Dolayisiyla bunlardan ötesine bir bilgi sahibi olamiyoruz.
Bu; en azindan konunun uzmani olmayan bizler icin gecerli bir durum. Ancak
yaratilmis olmalari ki, Rabbimiz hic bir seyi sebebsiz ve gereksiz yaratmaz, o
halde mutlaka bir görevi ve fonksiyonu vardir.

Ve bunlarin, insanin hizmetine kostuklari da muhakkak.



Hic mesabesinde olan insanoglu ile birebir irtibatli olmalarina ragmen, bizim
gafletimiz ve bilgisizligimiz, bunlarin idraki noktasinda yetersiz kaliyor.



Insan bir zerre ancak bu zerre ye kürreler hizmet etmekte. Kainatin efendisi
olmasi ilede bir hic iken muhtesem bir varlik. Ancak bu rabbini bildigi oranda
gecerlilik arz ediyor.



Hasili "hic" olan insan, rabbimizin hizmetine sundugu bu devasa
varliklarin efendisi olmasi hasebi ile adeta "saltanat" sürüyor.
Ancak unutulmamalidir ki her saltanatin bir cöküsü vardir. Bunlar gecicidir.



Insan kücük bir kainat, kainat koca bir insan.



Zerre iken Kürre, habbe iken Kubbe olan insan elbette bu sultanliginin akcesini
ödeyecegi günde mülkün asil sahibi olan Padisah'a, hayatinin hesabini
verecektir.

selam ve hürmetlerimle...




-----
Her bakan göremez, her gören mutlaka bakmistir...
0
 
Beitrag gepostet am 28.01.12, 14:43 @yusufbahri Nr.: 2 Antworten
 
bütünde kücülme, kücülürken büyüme...
Bilim analitik ve holistik yapilanmadan bahseder...yani parcadan bütüne bütünden parcalara ayrisim...bunu yap-boz örnegnde grömek mümkündür...

yap-boz (puzzle) parcalardan olusan ve bütünü teskil eden bir yapi...ne parcalari bütünden ne de bütünü o parcalardan uzak kilabilirsiniz...

selam ve hürmetlerimle...
-----
Her bakan göremez, her gören mutlaka bakmistir...
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
bütünde kücülme, kücülürken büyüme...