Icinde yasamis oldugumuz Kainat belirsizlik ve nizamsizligi kaldirmayacak kadar hassas dengeler üzerine kuruludur. Kainatin efendisi konumunda bulunan insanogluda kuralsizlik ve basiboslugu kaldirmayacak yapidadir.

Hava, su, günes, tabiat, daglar, denizler, gökyüzü, yildizlar nasil ki bir kural ve nizam cercevesinde hayatini icra ediyorlar ve bir an dahi olsun üzerlerine yüklenen görevi yerine getirmekten imtina (kacinma) edemiyorlarsa aynen bunlarda oldugu gibi insanogluda yasadigi ortam ve toplumlarda kendilerine bicilen görev ve kurallari yerine getirmekle yükümlüdürler.

Bir yerde insan varsa toplum hayatinin olusumu kacinilmazdir. Bu ortamlarda insanlarin birbirleri ile iletisim ve diyaloglarinin olusmasi, alis-veris yapmalari, karsilikli münasebetleri kendiliginden olusacaktir.

Bu da ister istemez kural ve hukuk normlarinin olusumuna zemin hazirlayip insanlarin belirli düzen, nizam ve kurallar cercevesi icinde yasamalarini zorunlu kilacaktir. Bu kurallarin olusumunda her ne kadar aykiri düsünce ve fikirler ileri sürülsede netice de bir ortak noktada bulusmak kacinilmaz hale gelecektir.

Zira Toplum hayatini ayakta tutan dinamiklerde zitlik, düzenli bir islevligin sekteye ugramasina sebebiyet verir ki, bu tür toplumlarin uzun bir müddet ayakta kalmalari mümkün olmayabilir...

selam ve hürmetlerimle...