95 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 13.07.10, 22:47 Nr.: 1 Antworten
 
“Niçin hayatı bir probleme dönüştürüyorsun?
“Niçin hayatı bir probleme dönüştürüyorsun? Hayat öylesine muazzam
bir şekilde güzel ki niçin onu hemen şimdi yaşamıyorsun? Ağlamak bir
yaşam belirtisidir. Kahkaha da bir yaşam belirtisidir. Bazen üzülürsün.
Bu bir yaşam belirtisi, bir ruh hali. Güzel. Bazen sen mutlusun ve
neşeyle dolup taşıyorsun ve dans ediyorsun. Bu da iyi ve güzeldir. Her
ne olursa onu kabul et, onu buyur et ve onunla kal. Ve yavaş yavaş
göreceksin ki yaşamdan sorun çıkarmayı ve onla ilgili sorular sorma
alışkanlığını bırakmışsın.”

“Kim seni bütünüyle, koşulsuzca kabul ederse değişmeye başlarsın.
Onun kabulü sana böyle bir cesaret verir. Olduğun gibi kabul edilmen
seni bütünleştirir, seni kendine güvenli kılar, seni kendin gibi
hissettirir. O zaman beklentileri yerine getirmene gerek yoktur, sen
olabilirsin. Bu yüzden sevgi bu kadar besleyicidir. Seni basitçe, sırf
sevgi uğruna seven bir erkek ya da kadın bulabildiğinde, sevgi
dönüştürür. Ansızın tüm üzüntü kaybolur; yüreğinde bir dans, bir şarkı
bulursun.”


“İnsan bir tohum olarak doğar; o bir çiçek olabilir, olmayabilir. Bu
tamamıyla sana; kendinle ne yapacağına bağlıdır; gelişip gelişemeyeceğin
tamamen sana bağlıdır.”


“Gerçek aşk, paylaşmaktır; diğerini sömürmek değildir, diğerine sahip
çıkmak değildir. Sorun, sen diğerine sahip çıkmak istediğin zaman
doğar. Ve eğer diğeri daha güçlüyse, daha çekiciyse; doğal olarak, köle
durumuna sen düşersin. Aşk, asla sahip çıkmaz. Aşk bir paylaşımdır,
sömürü değil. Aşk, hiçbir zaman çirkinlik ve güzellik kavramlarıyla
düşünmez. Aşk sadece davranır, yansıtır, hiçbir zaman düşünmez. Evet,
bazen biriyle uygun düştüğün olur; birden her şey uyuma kavuşur. Bu
güzellik, çirkinlik meselesi değildir. Bir uyum, ritm meselesidir.
Güzellik, uyumun bir gölgesidir. Aslında bir insana güzel olduğu için
aşık olmazsın. Birine aşık olduğun zaman, o insan güzel görünür.
Güzellik fikrini getiren, aşktır.”


“Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu
anladığını iddia ederse, o sadece cahildir… O ne dediğini bilmiyordur! o
ne saçmaladığını bilmiyordur! Eğer sen bilge isen anlayacağın ilk şey
şudur; HAYAT anlaşılamaz.”



“Yakınlık başka bir boyuttur. Diğerinin senin içine girmesine izin
vermektir, seni senin gördüğün gibi görmesine izin vermek; diğerinin
seni senin içinden görmesine izin vermek, bir insanı varlığının en derin
noktasına davet etmek. Modern dünyada yakınlık giderek kayboluyor.
Sevgililer bile yakın değil. Dostluk sadece bir kelime artık, giderek
kayboluyor. Neden? Çünkü paylaşacak bir şey yok. İçindeki yoksulluğu kim
göstermek ister? Eğer sen yakın olmaya hazırsan, karşındakinin yakın
olmasına da yol açabilirsin. Senin açıklığın, onun açık olmasını
kolaylaştırır. Senin içtenliğin, onun içtenliğine, masumluğuna,
güvenine, sevgisine, açıklığına izin verir. ”


“Topluma mutlak şekilde teslim olmak, bütünüyle onun esiri olmak
gerekir. Toplum ancak o zaman —yalnızca kölelere, ruhsal olarak intihar
etmiş kimselere— saygı duyar.”


“Ego bir buzdağıdır. Onu erit. Onu derin sevginin içinde erit,
böylelikle o kaybolsun ve sen okyanusun parçası haline gel.”


“Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar. ”


“Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur.
Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez.
Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır. Zihnin varolmadığı
anda evrenle bir olursun; evren kadar sınırsız ol. ”


“Zihin tıpkı kalabalık gibidir; düşünceler bireylerdir. Ve düşünceler
sürekli orada oldukları için sürecin maddi olduğunu düşünüyorsun. Her
bir düşünceyi bırak ve en sonunda hiçbir şey kalmaz. Zihin diye bir şey
yoktur, sadece düşünce vardır.”


“Bazen gökyüzünde siyah bulutlar olur; gökyüzü bu siyah bulutlar
yüzünden değişmez. Ve bazen beyaz bulutlar da olur ve gökyüzü bu beyaz
bulutlar yüzünden de değişmez. Bulutlar gelir ve gider ve gökyüzü aynı
kalır. Bulutlar gelir ve gider ve gökyüzü baki kalır. Sen gökyüzüsün ve
düşünceler de bulutlardır. Eğer düşüncelerini titizlikle izlersen, eğer
onları kaçırmazsan, eğer onlara doğrudan bakarsan ilk şey bunu anlamak
olacaktır ve bu çok büyük bir anlayıştır. Bu senin Budalığının
başlangıcıdır, bu senin aydınlanmanın başlangıcıdır. Artık sen uykuda
değilsin, artık gelip giden bulutlarla özdeş değilsin. Artık sonsuza dek
baki kalacağını biliyorsun. Tüm kaygı yok olur. Hiçbir şey seni
değiştiremez, hiçbir şey asla seni değiştirmeyecek; o halde
kaygılanmanın, mutsuzluğun anlamı ne? Derinliğinin diplerinde tek bir
dalga dahi asla oluşmaz. Ve sen oradasın ve sen busun. Sen bu
varlıksın.”


“Zihin, kafa biyolojik bir bilgisayardır. Ona bilgi yüklemeye de
devam edebilirsin. O matematik için, hesap yapmak için iyidir. Ama şayet
bunun hayatın tümü olduğunu düşünüyorsan aptal olarak kalacaksın.
Kalbin zekâsı hayatında şiirselliği yaratır, adımlarına bir dans
bahşeder, hayatını bir keyfe, bir kutlamaya, bir kahkahaya, bir şenliğe
dönüştürür. Sana espri anlayışı verir. O sana sevme ve paylaşma
kapasitesi verir. Gerçek hayat budur. Unutma kafa bir köle olarak çok
güzel bir köledir, çok faydalıdır. Fakat efendi olarak tehlikeli bir
efendidir ve bütün hayatınımahvedecek, tüm hayatını zehirleyecektir.
Çevrene bir bak! İnsanların yaşamları zehirlenmiştir, kafa tarafından
zehirlenmiştir. Onlar hissedemez, onlar artık duyarlı değil, onları
hiçbir şey heyecanlandırmaz. Güneş doğar ama onların içinde hiçbir şey
doğmaz; onlar güneşe boş gözlerle bakar.”


Kaynak  : Osho

0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
“Niçin hayatı bir probleme dö...