|
|
|
...c.k... |
Gerçeğe uyanmaktır büyümek ve hayallerinin
gerçekleşmeyeceğini öğrenmek.
Her ne kadar büyüdüğünü düşünsende babanın
kanatlarını hep üstünde hissetmeyi istemek;
her ne kadar güçlü görünsende; aslında içten içe
ana kuzusu olmayı istemek,
Ve
zamanı geldiğinde toz
pembe bulutların üzerinden yere sertçe bir iniş gerçekleştirmek.
Acılı türküler dinlemeyi sevmek, bunun yanında dün mahalle maçlarında attığın
gollerden başka bugün bir de para diye bir şeyi düşünmek.
Ve ay başından ay sonuna kadar kırk takla atarak aradaki günleri geçirmek.
Önce askere gitmek sonra biraz daha büyüyerek dönmek, aslında askerliğin
tezkereden sonra başladığını öğrenmek.
Dün bebeklerle oynarken bugün anne olduğunu görmek, sofradaki en güzel yemek
herkese yetmeyince "zaten ben sevmem ki" demek.
Ve büyümek; zaman zaman çocuk olmayı istemek, tek derdinin paran olmadığı için
alamadığın çikolata olmasını istemek.
En güzel anılarının yıllar öncesinde kaldığında bilmektir ve onlar aklına
gelince tebessüm etmektir.
Masalların yalan olduğunu üzülerek öğrenmektir ve içten içe hala o kahramanları
sevmektir.
Sabah uyandığında bile yorgun olmaktır, hayata dair korkuların olduğunu
kendinden bile saklamaktır.
Erkekler ağlamaz saçmalığına, inanıyormuş gibi yaşamaktır.
Ve bu sözü söyleyene küfür edip; sözü söylerken sarhoş olduğuna inanmaktır.
Sonra anlarsın ki bu aptalca sözü söyleyen hiç sevgilisinden ayrılmamıştır.
Kurduğun hayallerin çoğunun gerçekleşmediğini görmektir, buna rağmen yine de
hayallerinin bir gün gerçekleşeceğini düşünmektir.
Yıllarca hayallerinle gerçeklerin arasında gidip gelmektir.
Dün hayaller kurup dünyayı yerinden oynattığın arkadaşlarının bugün işçi, memur
olduğunu görmek.
Kimisinin evlenip çoluk çocuğa karıştığını öğrenmek.
Aslında hayatın çocukluğunda ağzına bir parmak bal çalan, çok sonra üzülerek
bir kahbe olduğunu hissetmek.
Herkesin ağzından, önemli olanın insanlık olduğunu duymak, sonra üstündeki
adamlığın aslında paranla eşdeğer olduğunu anlamak.
"Adam" olduğun halde, paran olmadığı için sevdiğin kıza yabancı
olmak.
Ve bu yüzden dün evcilik oynadığın kızların kanaatkar küçük kalbini, bugün
sevdiğin kıza takabilmeyi istemek.
Tecrübeyle sabit sonra hayallerin gerçekleşmediğini bilerek, O'nun başkasının
olduğunu kabullenmek.
Zor zanaattır büyümek, çok acılar barındıran göğsünde hep yenilerine de yer
vermek.
Evet misafirperver insanlarız ama zor yinede her yeni gelen acıya da
kalplerimizde yer vermek.
Devamında hiç bir şey yok gibi "erkekler ağlamaz" saçmalığında hayat
sürdürmek.
Bütün bunlara amenna ama bir gün gidersen; işte o zaman koyar büyümek..( ALINTI )
|
|
|
|
|
|
|
|