127 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 09.02.11, 13:46 @_bakma_ Nr.: 21 Antworten
 
Fikra...sabah sabah gülün ;)))


Fabrikada çalisan üç kafadar isçiden biri
Kayserili, biri Adanali biri de bizim ...Trabzonlu
Temeldir.

Bunlar çalisirlarken hergun patronun erkenden isten ayrildigini
fark ederler.

Uyanik kayserili diger iki arkadasini cagirir:

-
"Bakin, patron boyle erkenden cikiyor ve donmuyor. Biz de o ciktigi zaman
pesinden cikip gidelim."

Digerleri bu teklifi hemen kabul ederler. O gün
patron gene erkenden çikar.
Bizim üç kafadar da hemen pesinden disari
segirtirler.
Kayserili doğruca evine gider ve yatar.
Adanalı hemen bir
kebapçyya gidip güzelce karnini doyurur.
Temel de evine gider. Temel yatak
odasından gelen sesler uzerine kapiyi sessizce acar.
Yatakta karisina
sarilmis bulunan patronunu gorur ve kapiyi sessizce kapatip oradan
cikar.
Ertesi gun Kayserili ve Adanali o gun de patronun pesinden cikmak
uzere plan yaparlar.
Temeli cagirirlar ve bugun de erk en cikacaklarini
soylerler.

Temel hemen itiraz eder.
- "Yok usaklar ben cikmam! Dun az
kalsin yakalaniyordum)

0
 
Beitrag gepostet am 20.02.11, 06:32 @_bakma_ Nr.: 22 Antworten
 
Fikra...sabah sabah gülün ;)))
Trafik polisi Temel sarisin bir bayan sürücüyü durdurur ve ehliyetini
sorar. Kadin çantasini kucagina alip aramaya baslar; ancak uzun süre
geçmesine ragmen bir türlü aradigi seyi bulamaz.



Temel beklemekten bunalir ve sabirsiz bir ifadeyle kadina söylenir:

-"Hanimfendi, aradiginizi bulamadiginiz anlasiliyor. Üzerinde kendi resminizin oldugu seyi göstereceksiniz, acele edin lütfen."

Kadin bu uyari üzerine telaslanir ve kisa bir süre sonra "hah buldum"
diye sevinçle çiglik atip çantasindaki makyaj aynasini Temel'e uzatir.



Temel aynayi ciddiyetle inceler ve kadina dönüp kibar bir ifadeyle konusur:

-"Buyrun belgenizi hanimefendi. Özür dilerim, polis oldugunuzu söyleseydiniz durdurmazdim..."
0
 
Beitrag gepostet am 10.09.11, 03:02 @_bakma_ Nr.: 23 Antworten
 
Fikra...sabah sabah gülün ;)))
İşadamı, ofisinde geç saatlere kadar sekreteri ile ciddi ciddi çalışır. Geç olmuştur,
günün yorgunluğuna ek olarak acıkmışlardır. “Hadi çıkalım artık, gidip
bir şeyler yeyip evlerimize gidelim” çıkarlar, bir lokantada iyi bir
akşam yemeği yerler, biraz da alkol alırlar, sora işadamı, sekreterini
evine bırakır.

O ara, sekreter, nezaketen, bir kahve içmek
isteyip istemediğini sorar. İşadamı da neden olmasın diye düşünüp kabul
eder. Kahveyi içki takip eder, içkiden sonra ruhlar ısınır ve birlikte
olurlar. İşadamı kalkar, evine gider. Sabah 04 civarıdır. Arabayı
parkeder, cebinden bir tebeşir çıkartır, ceketine pantolonuna bir kaç
çizik atar biraz tebeşir tozu serper ve içeri girer.

Karısı
ayakta beklemektedir. “Neredeydin ?” diye sorar. İşadamı da “Aysel’le
geç saate kadar çalıştık, sonra yemeğe gittik, onu eve bıraktım yemekten
sonra, ama beni kahve içmeğe çağırdı, kahveydi, sohbetti, içkiydi
derken kendimizi yatakta bulduk, ancak toparlandım, geç kaldım, özür
dilerim karıcım” der. Karısı “Yalancııııı ! Yine bütün gece o zibidi
arkadaşlarınla bilardo oynayıp bira içtin dimi ! sen adam olmayacaksın
ruhun serseri senin!”

Alınacak Ders DAİMA DOĞRUYU SÖYLEYİN, NASIL OLSA KARŞINIZDAKİ İNANMAK İSTEDİĞİNE İNANIR
0
 
Beitrag gepostet am 15.09.11, 02:56 @_bakma_ Nr.: 24 Antworten
 
Fikra...sabah sabah gülün ;)))
Erdogan ile Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar… Bush, Erdogan’a

- “Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz” der. Erdoğan altta kalmaz ve karsilik olarak:

- “Bizde öyle bir teknoloji var ki, partimizin bütün üyelerine 100 metreyi 3 saniyede kosmayi

ögretiyoruz” der. Türkiye’ye döndügünde Erdogan’ı bir düsünce alir. Danismanlarini

cagirtir ve attigi palavrayi anlatir.

- “Haftaya Bush geliyor. Yalanimiz ortaya cikacak, acaba ne yapsak?” diye sorar. Danismanlarindan biri hemen

yanitlar:

- “Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?”

- “Hayir sormadik”

- “O halde hic korkmayin sayin basbakanim, alin Bush’u Anitkabir’e
götürün. Atatürk’ü diriltmesini isteyin. Diriltmezse o rezil olur. Yok
eger diriltirse,siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz!!!”
0
 
Beitrag gepostet am 15.09.11, 03:03 @_bakma_ Nr.: 25 Antworten
 
Fikra...sabah sabah gülün ;)))
Temel’in babasi vefat etmis.

Cenazeye gelen aile dostu Temel’e sordu :

- Baban nasıl öldü Temel?

- 30.Kattan asagiya düstü.

-Vah vah desene cok feci bir sekilde öldü…

- Yok yok öyle ölmedi… Tam yere düsecekken manavin tentesine carpip tekrar yükseldi…

-Vah Vaah! Daha siddetli cakildi o zaman?

-Yok! Karsidaki kasabin tenteden iıpladi bu sefer karsi binanin catisina…

-Demek catiya carpip öldü.

-Yok ya! Catidan yuvarlanip elektrik tellerine gitti…

-Deme ya! Carpilldi o zaman…

-Yok canim teller yaylandi babami 200 metre yukari firlatti.

-200 metreden yere cakildi öyle mi? Yazik…

-Yok ya yine en bastaki bakkalin tenteye..

-Orada mi öldü?

-Yooo… Oradanda yine kasaba… En sonunda bunalan adam Temel’e bagirarak sordu;

-Nasil öldü bu adam?

-Baktik durmuyor… Vurduk!
0
 
Beitrag gepostet am 15.09.11, 03:39 @_can_402 Nr.: 26 Antworten
 
Fikra...sabah sabah gülün ;)))

İki arkadas sohbet ediyordur;


-Ülen arkadas, 100 bin TL paran olsa ne yaparsın..?


-Yarısını sana veririm..!


-Peki 2 tane evin olsa..?


-Birini sana veririm..!


-Peki 2 araban olsa..?


-Biri senindir dostum..!


-Ya 10 TL paran olsa..?


- …!!


-Ülen arkadas, 100 bin TL’nin yarısını verdin, evin birini verdin, arbanın birini verdin de 10 TL’nin yarısına mı kıyamadın..?


-Valla sagdic, cebimde sadece 10 TL param var..!

0
 
Beitrag gepostet am 22.09.11, 15:38 @_bakma_ Nr.: 27 Antworten
 
Fikra...sabah sabah gülün ;)))
Yılın Fıkrası Seçilmiştir ))
Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur.
Bir gün öğretmeni Ali'ye 'Siyaset' nedir
d...iye sorar.
Ali düşünür ama o çocuk aklıyla cevap veremez.
Eve gider kitaplara bakar ama hiçbir şey anlayamaz.
O da babasına sormaya karar verir.

-Baba, Siyaset nedir ?
-Baba düşünür.Ali'ye uygun bir yolla anlatmak ister.
-Bu evde parayı getiren kim oğlum ?
-Sen...
-Ben kapitalist rejimim.
-Peki, parayı alıp bizim yiyecek içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim ?
-Annem...
-O da hükümet.
-Peki, küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
-Dadım...
-Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali her şeyi not alır ve uyur.
Gece garip seslerle uyanır.
Bir de bakar ki kardeşi ağlıyor.
Yanına gidince altına pislediğini anlar.
Hemen annesini kaldırmaya gider.
Ama ne yaparsa yapsın anne kalkmaz.
Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider.
Babasıyla dadısını uygunsuz yakalayan Alinin ağzından aynen şu kelimeler dökülür:
—Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor, gelecek bok içinde, halk ne yapsın )))))))
0
 
Beitrag gepostet am 22.09.11, 15:55 @_bakma_ Nr.: 28 Antworten
 
Fikra...sabah sabah gülün ;)))
GELİN.... KAYNANA )


Yeni gelin ile kaynana karşı karşıya oturmuşlar.
Kaynana ;
-Gelin, sen daha yenisin, birbirimizin huyunu suyunu oturup konuşarak anlayalım, demiş.
Gelinde ;
- Tabi anne konuşalım, demiş.
... Kaynana başlamış anlatmaya:

- Aman kızım benim üç halim vardır, dikkat et. Saçıma gül takmışsam
neşeli olurum. Her yola gelirim. Kulağımın arkasına gül takmışsam,
havamda olmam. Çok ısrarcı olma,eğer ki yakama gül takmışsam sakın
etrafımda dolaşma, çok sinirli olurum.
Gelin, kaynana lafını bitirince başlamış lafa;
- Anne benim halim malim yoktur. Bacak bacak üstüne atarım,
sigaramı yakarım,sen gülü nerene takarsan tak, ben keyfime bakarım...
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Fikra...sabah sabah gülün ;)))