.....sahip oldugu degerlerdir....!
Aile, Allah’ın emri peygamberin kavliyle kurulan, toplumun temelini oluşturan, huzurun mutluluğun en birinci adresidir. Aile, bulunduğu toplumun, milletin can damarıdır. Toplum da bina misali, güçlü sağlam bir aile yapısıyla temel atılamazsa o toplum enkaz oluşturacak ve yıkıntılarında çokça insan can çekişecektir. Güçlü aile, dini tam anlamıyla yaşayan milli ve manevi değerlerine sahip çıkan bireylerce oluşur. Eğitimin ilk basamağının aile olduğunu, ilköğrenim yuvamızın evimiz olduğunu, ilk öğretmenlerimizin de anne-babalarımız olduğunu ve temel değerler olan din, dil, vatan, millet, bayrak gibi değerlerin öncelikle bu kurumda öğrenildiğini biliyoruz… Aile, biyolojik bünyede bir hücre gibidir. Bedenin sağlamlığı hücrenin sağlıklı olmasıyla gerçekleşir. İşte toplumun sağlam olması da bireylerin sağlıklı olmasıyla mümkündür. Bireylerin sağlıklı olmasının temelinde de bazı değerler vardır ki o değerlere sahip çıkmak, o değerleri yaşatmak şarttır. Milli ve manevi değerlerimiz… Hiçbir milli, ahlaki ve manevi değer küçümsenmemeli. Tarih, bu değerleri küçümseyip helak olmuş pek çok topluluğun çöküşüne şahitlik etmiştir. Bahsedilen değerlerden biri ve en önemlisi din... Dinin insan yaşamında önemi tartışılamayacak kadar büyüktür. Din, hayattır. Hayatın özüdür. Bu nedenledir ki ailede öğrenilmesi şart bir değerdir. Aileyi her türlü zarardan koruyan da dindir, İslam’dır. Zinanın büyük günahlardan biri olduğunu bilen insan bu günahı işlemeye meyilli bir varlık dahi olsa onu frenleyen bir din, bir inanç vardır. Bu örnekle denilebilir ki din koruyucudur, gerek insanı, gerek aileyi, gerekse toplumu... Günümüz gençlerine gözü ilişen varsa -ki onları görmemek mümkün değil- batının her türlü pisliğini örnek alan, onlar gibi yiyip- içen, onlar gibi giyinen, onlar gibi yaşayan bu özenti gençliğinin neden bu hale geldiği sorusuna cevap vermek zor olmasa gerek. Hiç düşünüldü mü ki gençlik neden bu halde? Cevap basit: Aile! Dinin gereklerini öğretememiş, millî değerlerin bilincini verememiş ailelerin çocuklarını bu halde görmek aslında anormal değil fakat bizim dinimiz İslam, ırkımız Türk’se takkeyi masaya koyup bir şeyleri düşünmek ve farkına varmak gerekiyor. Aile yapısı bozulan bir toplumun yıkılma süreci başlamış demektir. Velhasıl kelam din olmadan, inancımız sağlam olmadan, insanı insan yapan o değerlerden mahrum kalan toplumun yıkılması mutlaktır. Modernizmin getirdiği tüm olumsuzluklar geleneksel izler taşıyan Müslüman-Türk toplumunu etkilemiş, bu etki aile yapısını bozmuş ve toplumda yavaş yavaş çatırdamalar başlamıştır. Kimine göre sarsıntılar bile meydana geliyor. Ebeveynler olarak dinin, maddi ve manevi değerlerin ışığında vatana millete faydalı gençler yetiştirmek farzdır. Toplumun iyiye gitmesi, dünyanın daha yaşanılabilir hale gelmesi için…
(alinti)