82 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 29.09.16, 16:35 Nr.: 1 Antworten
 
nokta
Günlerin demini alamadığı zamanlar vardır.
Güneş doğar gece karanlık perdesini çekmeyi unutur şehrin üstünden.
Günaydınlar, bir başka güne ertelenir.
İnsanların neşeli sesleri akşama kadar dolduramazlar caddeleri.
Böyle günler uygun değildir aslında başlamaya.
Ama başlarız.
...............
Günlerin neredeyse hiç yürümediği zamanlar vardır
Bir ağustos sıcağının her yeri kaplayıp kurutması gibi durur hayatın akıntısı.
Sadece, bir ağustos böceğinin sesini işitiriz, uzaktan, belli belirsiz.
Devranın döndüğünü unutmamak için, derin nefesler alırız.
Böyle günler, uygun değildir aslında sürdürmeye
Ama sürdürürüz.
..............
Günlerin ağırlıkları kaldıramadığı zamanlar vardır.
Sözler dibe vurur; hiçbir maviliğin kaldıramayacağı bir ağırlığa ulaşır.
Sessizlik, seslerin ötesinde bir hayalet gemi olur.
Gider, en gidilmez limanlara demirler.
Böyle günler, uygun değildir aslında konuşmaya.
Ama konuşuruz.
...................
Günlerin surat asmaktan hoşlandığı zamanlar vardır
Hüzün düşer yüzümüzden; parçalanır, bin parça sıkıntıya sığınır parçaları.
İçimizdeki her şey, kendini tene vurmanın bir yolunu arar.
Acıyı tırnaklarımızda bile hissederiz.
Böyle günler, uygun değildir aslında gülümsemeye.
Ama gülümseriz.
.............
Günlerin pembe kıvılcımlar çıkarttığı zamanlar vardır.
İçimizde startını vermediğimiz baharla yeşerdiğini görür, şaşırırız.
Kalbin doğruları, aklın yanlışlarına galebe çalar.
Bu heyecan, bu akıl almaz körlük, bir koşuya sürükler bedenimizi.
Bağrımıza saplanan gerçeklerle uyanırız.
Böyle günler, uygun değildir aslında sevmeye.
Ama severiz.
............
Günlerin ince sarsıntılar uydurduğu zamanlar vardır.
Neden olduğunu bilmediğimiz kırgınlıklarla açarız gözlerimizi dünyaya.
Bütün titreşimler bir yerimizi acıtır mutlaka.
Bütün, izler bilmediğimiz bir ateş tutuşturur bir köşemizde.
Çaresiz teslim oluruz.
Böyle günler, uygun değildir aslında kırılmaya.
Ama kırılırız.
........................
Günlerin diğer günlere benzemediği zamanlar vardır.
Elimize aldığımız her şey pörsüyüp söner.
Biriktirdiğimizi sandığımız geçmiş, ufalanıp gider avuçlarımızda.
'sonra' da kaybeder anlamını 'önce' nin ardından.
Bir mum ışığından yansıyan gölgeye dönüşürüz.
Böyle günler, uygun değildir aslında yaşamaya.
Ama yaşarız.
...............
Günlerin sona ermediği zamanlar vardır.
Kelebeğin ateşe yakalandığı gibi yakalanırız.
Hiçbir şey anlamadan...
Akreple yelkovanın bu nedensiz duruşundan hiçbir anlam çıkaramadan...
İpi yeniden bağlayamadan ve çözemeden...
Böyle günler, uygun değildir aslında ölmeye.
Ama ölürüz.

Gökhan Özcan

------------------------------------------------------------
Seni Ben!
Bağırıp Çağıran Kalple Değil Susan Saklayan Bir Kalple Sevdim.
Seni Ben! Herkese Anlatan Değil,İçinde Kendine Bile Anlatamayan Bir Aşkla Sevdim..
Seni Dünümde,Yarınımda Her Saatimde İçimi Isıttığın İçin Sevdim..
Seni Ben! Bugün Sevip Yarın Bırakacak Kadar Değil,Bıraktığında Yok Olacak Kadar Sevdim....

MKBR 
-----
Kırık bir sandalyeden farkı yoktur, kırılmış bir kalbin.. Çü
0
 
Beitrag gepostet am 29.09.16, 20:27 @_asil_ Nr.: 2 Antworten
 
nokta
teşekkürler   okuyan gözlerinize saglık sizinde
-----
Kırık bir sandalyeden farkı yoktur, kırılmış bir kalbin.. Çü
0
 
Beitrag gepostet am 30.09.16, 08:09 @mkbr Nr.: 3 Antworten
 
nokta
slm can gercekten güzel yazilmis yazi tum yüregimle dilerim allah butun güzelikleri ve herseyi gönlüne göre versin
-----
ya oldugun gibi görün ya göründügün gibi ol
0
 
Beitrag gepostet am 30.09.16, 11:06 @mehriban Nr.: 4 Antworten
 
nokta
tşk ederim  mehriban hanım bil muabele  sizinde  aynı dileklerim sizin icin gecerlidir  
-----
Kırık bir sandalyeden farkı yoktur, kırılmış bir kalbin.. Çü
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
nokta