istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe
almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin.
Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor.
Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan
saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve
yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç
kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız
davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan
yararlanmadan edemiyorum.
Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru
sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve açık olsun.
Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi
unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz.
Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin
azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri
pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz
bırakır. “Ben senin yaşında iken...” diye başlayan söylevleri
hep kulak ardına atarım.
Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın.
Beni, korkutup sindirerek, suçluluk duygusu aşılayarak
uslandırmaya çalışmayın. Yaramazlıklarım için beni kötü
çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışım üzerinde
durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dileyin. Suçumu
aşmadığı sürece cezama katlanabilirim.
Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama
başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Başarmam için beni
destekleyin. Hiç değilse çabamı övün. Bana güvendiğinizi belli
edin. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa
kapılırım.
Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün
kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın.
Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni
köşeye sıkıştırmayın, yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi
çok bunalttığım sırada bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin.
Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele
başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben de
sizi yabancıların yanında güç duruma düşürebilirim.
Bana haksızlık ettiğinizi açıklamaktan çekinmeyin. Özür
dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha
çok yaklaştırır.
Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum.
Bana kendini zi yanılmaz ve erişilmez göstermeye
çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.
Biliyorum, ara sıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına
uğratıyorum. Bana verdikleriniz yanında benden
istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarda
sıraladığım istekler çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim;
yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım
sarsılmasın.
Benden, “örnek çocuk” olmamı beklemezseniz, ben de
sizden kusursuz ana baba olmanızı beklemem. Sevecen ve
anlayışlı olmanız bana yeter.
Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama
seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak
istemezdim.
Sevgiler cocugunuz